İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | peace talks i. | barış görüşmeleri | ||
Anyone who was present at the peace talks in Japan can no longer safely enter Indonesia. Japonya'daki barış görüşmelerine katılan hiç kimse artık Endonezya'ya güvenli bir şekilde giremiyor. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | peace talks i. | barış görüşmeleri | ||
The peace talks must begin again. Barış görüşmeleri yeniden başlamalı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | peace talks i. | barış müzakereleri |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | open the door to peace talks f. | barış görüşmelerine olanak tanımak |